Avrupa Birliği’nin geleceğinin bilhassa Brexit sonrasında çok da parlak olmadığını, üye ülkelerin “birliktelik motivasyonunun” sanıldığı kadar güçlü olmadığını daha önceki yazılarım da ve konuşmalarım da ifade etmiştim. Hatta Den Haag’da yapılan bir toplantı da bana sorulan “Brexit sonrası İngiltere sizce ne zaman çöker” sorusuna “Bunu görmeye AB’nin ömrü vefa etmez” diye cevap vermiştim ve ciddi de tepki de almıştım.

Almanya dışında hiçbir ülke AB’nin var olma sebebine sıkı sıkıya bağlı değil. Almanlar ise AB’yi ürünleri için “büyük ve yakın Pazar” olarak görüyor ve “1 ver 2 al” mantığı ile bu dev pazarı elinde tutmaya çalışıyor. Ayrıca ucuz işgücü piyasası da son derece önemli bir konu.

Peki diğer ülkelerin durumu ne? Doğu bloku ülkeler genç işgücü nüfuslarını kaybettiler. Polonya’da yerli işçi sıkıntısı var. Keza Çekya ve Macaristan’da. Portekiz ve İspanya ise daha çok eğitimli işgücünü kaybetti. Yani büyük beyin göçü verdi. Bunun bedeli son korona virüs olayında o kadar çok belli oldu ki…

Brexit ile AB fonları da çok ciddi oranlarda gerileyince, AB üyeliğinin cazibesi de ciddi oranda düşmüş oldu derken…

Korona Virüs:

İngiltere’de görev yapan İspanyol ve Portekizli sağlık personeli sayısı, neredeyse ülkelerindeki sayı ile yarışıyor. En çok ihtiyaç duyduğu dönemde kendi yetiştirdiği beyinleri kullanamıyorlar. Yani AB’nin yaldızları bu ülkeler içinde dökülmeye başladı bu vesile ile… Geri dönün çağrıları yapılıyor ama insanlar oraya hayatlar kurmuş, dönmez elbette.

AB’nin “Biz beraberiz” mottosunun da aslında “zor güne kadar” olduğu gerçeği, AB’nin ömrünün tahmin edilenden de daha kısa olacağını gösterdi. İtalya Almanya’nın, Almanya Fransa’nın tıbbi ürünlerine el koydu. Düşünün düne kadar bu ülkeler arasındaki “gümrüksüz serbest ticaret” dünyaya örnek gösteriliyor idi.

İspanya Başbakanı Sanchez duygu ve tehdit dolu bir yazı paylaştı. Mesaj netti. Bugün “ya beraber kazanırız ya beraber kaybederiz.” Beklentisi, zaten bitmiş durumda olan ekonomilere daha fazla finansal yardım ve bilhassa tıbbi malzeme ve eleman desteği… Yukarıda belirttiğim gibi kendi yetişmiş işgücünü kaptıranlar, şimdilerde çok ama çok pişman.

Alman Şansölye Merkel ise ülkesinin henüz virüs ile mücadelede kritik eşiği geçmediğini, mücadelenin tüm saflarda devam ettiğini açıkladı. Yani mesaj netti. Bakın, başınızın çaresine….

Salgın sadece Çin’de etkili iken ve tüm dünya Çin ile seyahati kısıtlarken, İtalya ocak ayında Venedik’e Çinli turist yığmasaydı belki Avrupa bugün bu kadar etkilenmeyecekti. Sanayi kuruluşlarını haraç mezat Çinlilere satmak yerine Almanlar gibi “milli” tutsalardı da bugünleri daha az hasarla atlatırlardı. Halbuki AB’nin ruhunda “üret-tüket” vardır. “Kur-Sat-tüket” yoktur. Dolayısıyla içten içe AB’nin ruhuna uygun olmayan yapılan işler bugünlerde ayyuka çıkıyor.

Bugün AB içinde, ülkeleri diğer AB üyesi vatandaşlarının ülkelerine girişinde kontroller yapıyor, kısıtlamalar uyguluyor. Yani Schengen ruhu öldü. Sağlık hizmetlerini ise ücretsiz sunmamaya veya tedavi gerekenleri ülkelerine göndermeye filan çalışıyor. Yani tek sistem ruhu da öldü.  AB üyesi bir ülke diğer bir AB üyesi ülkenin ticari ürünlerine el koyuyor, gümrük kontrolleri yapıyor. Yani ekonomik birlik ruhu da öldü. Politikacılardan tehditkâr demeçler, umursamaz tavırlar ve “inceldiği yerden kopsun” restleri… Yani tek politika ruhu da öldü. Düşünün İtalya ve İspanya kendilerine gelen tıbbi malzemelere Fransa’nın el koyduğu için AB Komisyonuna şikâyette bulundu. Cezai yaptırımı ne olacak ki? Üyelikten ihraç mı? Zaten Fransa halkının önemi bir kısmi AB’ye karşı. Para cezası mı? O malzemelere ihtiyaç duyarak ölen insanların hayatının bedeli ne kadar olabilir ki?  Üye ülkeler arasına giren bu nifak ve küskünlükler nasıl çözülecek? Charles De Gaulle 10 yıldan fazla İngiltere’yi reddetmişti ve ancak o gidince üye olabildi İngiltere. Bu dönemden sonra liderler Merkel, Sanchez, Conte, Kruz;  Fransa’yı hiçbir şey olmamış gibi tekrar nasıl kabul edecek? AB Komisyonu hiç bu kadar zorda kalmamıştır. 

Yani Brexit belki son darbe gibi gözüküyordu ancak son üç ayda yaşadığımız salgın AB’nin sonunu çok daha erken getirecek gibi gözüküyor.  

Published On: Nisan 6th, 2020 / Categories: Uncategorized /

Subscribe To Receive The Latest News

Curabitur ac leo nunc. Vestibulum et mauris vel ante finibus maximus.

Add notice about your Privacy Policy here.