Dış ticaret aynı zamanda farklı kültürlerden insanlarla temas etme, onlarla uzlaşabilme ve ortak payda da buluşabilme faaliyetidir. Dolayısıyla uzun yıllar dış ticaret ile uğraşmış kişiler, dünyayı görmüşlüğün yanı sıra farklı kültürlerle temas ederek elde ettikleri donanım sayesinde, genelde “dünya insanı” tabir edilen kültürel birikimli “rol model” kişiler olurlar.
Peki ya yolun başındakiler? Bu her anı farklı heyecan dolu meslekte kariyer yapmak isteyenler… İşte bu yazı, tamda onlar için kaleme alındı…
Hayatınızın büyük bölümünün uçak, otel, restoran ve pasaport sıralarında geçmesine, ailenizin bile takip edemez olduğu seyahat planlarına, belirli mesai saatleri ve tatilleri olmadan çalışmaya, iş yerinde herkes masa toplarken bavul toplamaya, evinizden, ailenizden ve sevdiklerinizden uzak kalmaya, eve geldiğinizde bile İngilizce konuşmaya hazırsanız…
Her şeyden önce beyninizde yer eden ön yargıları tamamen silmelisiniz. Mesela Ruslar bilinenin aksine soğuk bir millet değildir. Ayrıca Rus erkekler bir iş toplantısına girdiklerinde oradaki sadece erkeklerin elini sıkarlar. Kadınları ise sadece selamlarlar. Samimi görürlerse sarılırlar ancak tek yanaktan bir kere öpüşürler. Çinliler ise bilinenin aksine genelde anlaşmalarına sadık kalmama eğiliminde olabilirler. Araplar ise her ne kadar randevularına sadık olmasalar da anlaşmalarına genelde sadıktırlar. Ayrıca unutmayınız ki kültürel farklılıklar size “ayıp veya tuhaf” gelen bir davranış karşınızdaki için normal bir olay olabilir. Bu aslında dünyanın kültürel zenginliğidir.
Samimi olabilirsiniz ancak dış ticarette size fazlaca bir şey kazandıracağını düşünmeyiniz. Sonuçta her iki tarafta ticaret yapıyor ve kazancını maksimize etmeye çalışacaktır. Belki ufak tefek yardım ve güzellikler kazanabilirsiniz ancak fazlasını beklemeyiniz. Kimse “boğazda balık ısmarladınız” diye sizden pazarlıksız mal almayacak veya “lüks araba” şovunuz için size bir birim fazla güvenmeyecektir.
Aynı şekilde sizde ziyaretiniz esnasında size gösterilen ihtimam ve ilgi ile başınızın dönmesine izin vermemelisiniz. Mesela Çinliler, fabrikalarını ziyaret ettiğinizde sizin bayrağınızı göndere çekerler ve sizi dış kapıda büyük bir ihtimam ile karşılarlar. Ruslar sizi lüks bir akşam yemeğinde ağırlamayı tercih edebilirler. Bunun tam tersi Avrupalılar size çay bile ikram etmeyebilir. Bu size değer vermedikleri anlamına asla gelmez. Avrupa iş kültürü sadece profesyonellik odaklıdır, zaman değerlidir ve “touch&go” görüşme yaparlar.
Sonuçta tüm dünyadan bahsediyoruz. Siz lokalde ne kadar büyük olursanız olun, sizden büyükleri karşınıza çıkabilir. O yüzden ürününüz, kaliteniz, fiyatınız, satış ve sonrası hizmetiniz, teknolojiniz gibi konulara odaklanmalı ve onlara bunları sunmalısınız. Uluslararası pazarda sizi fabrikanızın büyük veya küçüklüğü değil, fiyat-kalite ve hizmet değerleri var edecektir.
Hazırlıklı olun. Dış ticaretçi daima Paris, Londra, Milano, NY gezmez. Aslında genelde oralara fuar dışında pek gitmeyiz bile diyebilirim. Berlin’e gider gibi Kabil’e veya Abuja’ya gidebiliyor olmalısınız. Planlı olmalısınız ve planınıza büyük oranda sadık kalmalısınız. Mobil olmayı bilmeli ve bunu bir hayat tarzı haline getirmelisiniz.
En sık sorulan sorulardan birisi, istemediğin bir şey teklif edilirse ne yapmak gerektiğidir. Bu konu çok hassastır. Direk ret ederek, karşınızdaki insanları kırabilirsiniz. Pratik zekanızı açık tutun. Mesela, domuz eti yemek istemediğinizi “günah” ile açıklamak yerine “et yemeği tercih etmiyorum” diyerek de izah edebilirsiniz. Ayrıca seyahat öncesinde gideceğiniz ülke ile ilgili araştırma yapmakta proaktif olmak adına yararlı olabilir.
Eğer kültür olarak bulunduğunuz yerin acemisi iseniz, espri ve anekdotlardan uzak durmalısınız. Büyük ihtimalle pot kırarsınız. Öpüşmek, tokalaşmak, sarılmak gibi fiziki temaslarda önceliği onlara vermeniz ve onlar gibi yapmanız yararınıza olacaktır.
Avrupalılar cumartesi-pazar, Araplar Cuma – cumartesi, İranlılar Perşembe – cuma günleri hafta sonu tatili yaparlar. İsrail’de ise cuma akşamı ile cumartesi akşamı arasında iş yapılmaz ve hatta konuşulmaz. Ruslar 24 Aralık – 13 Ocak tarihleri arasını neredeyse hiç çalışmadan geçirirler. Ayrıca ülkelere göre mesai saatleri de farklılık gösterir. İsrail’de genelde 14 – 16 arası, İtalya’da 12 – 15 arası, Arabistan’da 13 – 16 arası mesaiye ara verilir. Bunlar gibi daha nice farklılıklar yeni dış ticaretçilerin mutlaka adapte olması gereken bir konudur.
Ayrıca ülkeler arası saat farklılıkları da sizin mesai saatlerinizi değiştirecektir. Mesela LA ile oranın saatiyle 10:30’da yapacağınız bir conf call için İstanbul ofisinde akşam 20:30’a kadar oturmak zorunda kalabilirsiniz. Veya Tokyo ile yapacağınız bir telefon görüşmesi için sabah 06:00 da ofiste gözünüzü açabilmelisiniz.
Hindistan’da ineklere saygı göstermeye ve sağ el ile yemek yemeye, Japonya’da şapur şupur yemek yemeğe, Suudi Arabistan ve Çin’de yemekten sonra geğirmeye, Brezilya’da yemek davetine bilerek 1 saat geç gitmeye alışmalısınız.
Her şeyden önemlisi kendiniz dışında firmanızı ve ülkenizi temsil ettiğinizi hiç aklınızdan çıkarmayın. Siz gittiniz yerlerde, temas kurduğunuz her yabancı gözünde ülkenizin, kültürünüzün ve milletinizin timsali olacaksınız. Her zaman bu misyona uygun davranışlarda bulunmak zorunda olduğunuzu asla unutmayınız.