Çin menşeli korona virüsü salgını on binlerce insana bulaştı, binlerce kişi karantinada ve yüzlerce kişi ise hayatını kaybetti. Bu salgın ayrıca dünyanın dört bir yanındaki işletmelerin kendi maliyetlerini yeniden hesaplamasına neden oldu. Farklı ekonomiler ve endüstriler üzerinde şimdiye kadar görülen ve beklenebilecek etkilerini bazı kritik grafiklerle değerlendirelim.
- Büyüme durgunlaşabilir
Ekonomi büyüyorsa, bu genellikle daha fazla servet ve daha fazla yeni iş demektir. Gayri safi yurt içi hasıladaki yüzde değişime veya üretilen mal ve hizmetlerin değerine, genellikle üç ay veya bir yıl boyunca bakılarak ölçülür. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) göre, dünya ekonomisi bu yıl korona virüs salgını nedeniyle 2009’dan bu yana en düşük hızda büyüyebilir .
Kasım ayında 2020 büyüme tahmini % 2,9 iken şu anda sadece % 2,4 büyüme tahmin ediliyor. Daha kötü senaryoda ise “daha uzun ömürlü ve daha yoğun” bir salgının, dünyanın dört bir yanında fabrikaların faaliyetlerini askıya alması ve işçilerin virüsü tutmaya çalışmak için evde kalması nedeniyle 2020’de büyüme oranı yarıya inmesi bile beklenebilir.
2. Global Yatırımlar
Tüm ekonomi analistleri virüsün Çin dışında daha fazla yayılması konusunda son derece tedirgin. Şirketlerdeki hisselerin alınıp satıldığı borsalardaki büyük değişimler, bazı emeklilik veya bireysel tasarruf hesaplarındaki (ISAS) yatırımları etkileyebilir. Şubat ayının son haftasında, 2008 mali krizinden bu yana büyük borsalarda en kötü performans görülmüştür.
Avrupa ve ABD borsaları o zamandan bu yana ülke ekonomilerini korona virüs salgınından korumak için müdahale edeceği umuduyla hafif bir artış kaydetti. Örneğin ABD merkez bankası, artan endişelere yanıt olarak faiz oranlarını düşürdü . Bu teorik olarak borçlanmayı daha ucuz hale getirir ve ekonomiyi artırmak için harcamaları teşvik eder ancak sonuçlarını ileri günlerde göreceğiz. Ancak eğer fonlar olumsuz etkilenirse, borsaların kötü performansıyla yatırımcılar ciddi zararlar görürse bu çok daha karmaşık sorunlara yol açabilir.
3. Üretimler Yavaşlıyor
Çin, dünya çapında üretimin üçte birini oluşturuyor ve dünyanın en büyük mal ihracatçısı. Ancak fabrikalar Covid-19’un yayılmasını kontrol altına almak için faaliyetlerini durdurduklarından, sözde “dünya atölyesi”‘nde faaliyet azaldı.
Nasa’nın kirlilik izleme uydularının ülke genelinde azot dioksitte önemli bir düşüş tespit ettiğini söyledi. Kanıtlar bunun salgının yol açtığı ekonomik yavaşlama nedeniyle “en azından kısmen” olduğunu göstermektedir.
Kısıtlamalar, endüstriyel ekipman üreticisi JCB ve otomobil üreticisi Nissan gibi büyük şirketlerin tedarik zincirlerini etkiledi. Her ikisi de Çin’in üretimine ve 300 milyon göçmen işçisine güveniyor. Jaguar ve Land Rover gibi bazı fabrikalar araçların parçaları tükendiğinde bavullarda araba parçaları getirdiği bile söyleniyor. Üretimlerin daha ne kadar durdurulacağı meçhul ancak uzun sürer ise, (bilhassa ara mal üreticileri) piyasalarda mal bulmak sıkıntısı yaşanabilir. Fabrikalar için durmak anlamına gelen bu durum, ekonomiler için ise enflasyonist etkiden çok daha fazlası demektir.
4. Tüketimin Azalması
Korona virüs salgını korkusu, bazı insanların alışverişe çıkmak gibi enfeksiyon riskine maruz kalabilecek faaliyetlerden kaçınmayı seçtiği anlamına gelir. Restoranlar, sinemalar, ve hatta stadyumlar, otomobil bayileri ve dükkanların hepsi müşteri talebinde bir düşüş olduğunu bildirdi.
Örneğin Çin otomobil satışları Şubat ayının ilk yarısında % 92 oranı gibi inanılması güç bir oranda düştü. Tesla veya Geely gibi daha fazla otomobil üreticisi, müşteriler showroomlardan uzak kaldıkça artık internetten otomobil satıyor. Akıllı telefon ihracatının da, daha sonra bir iyileşme görmeden önce 2020’nin ilk yarısında büyük bir darbe alması bekleniyor. Amerikan teknoloji devi Apple, satışların korona virus nedeniyle düştüğünü ve talebin azaldığını ifade etti bile. Her ne kadar fabrikalarda ki durmalar nedeniyle arz da artmıyor olsa da, bilhassa stok malların durumu, raf ömrü kısa malların tüketimi ve en önemlisi işletme kazancı, vergi geliri döngüsüne kadar her şey etkilenebilir.
5. Turizm Sektörü Sıkıntıda
Teşhis edilen vakıaların sayısı tüm dünyada her geçen gün artmaktadır. Birçok ülke virüsün yayılmasını kontrol altına almak için seyahat kısıtlamaları getirmiştir.
Bir çok başta Çin ve Hong Hong olmak üzere bir çok ülkeye seyahat edilmemesini tavsiye ediyor ve karşılıklı olarak uçuşları durdurdu. Bu durumdan kısa vadede sadece havayolu şirketleri zarar görüyor gibi gözükse de, yaz mevsiminde konaklama ve tatil turizmi temelden etkilenebilir.
ForwardKeys’in verilerine göre, Çin’den rezerve edilen uluslararası uçuşların 2019’daki aynı dönemine kıyasla % 55,9 gerilemiş durumdadır. Çin’in dünyanın en büyük turist potansiyeline sahip olduğu düşünürse, bu düşüşün ne kadar etkili olabileceği öngörülebilir.
Mesela Çinlilerin en çok ziyaret ederek, en çok para harcadıkları ülkelerden olan İngiltere’de turizm analistleri “salgının uzun sürmesinin” İngiltere turizmi için facia olabileceğini dile getiriyorlar. 2018 yılında yaklaşık 400.000 Çinli İngiltereyi ziyaret etmiş ve 656 milyon Pound harcamıştır.
6. Altın Talebi
Günümüz ekonomik konjonktüründe altın artık döviz, bono, tahvil, hisse senedi ve hatta emtia gibi birincil yatırım araçları arasında yoğunlukla yer alamamaktadır. Ancak belirsizlik zamanlarında genellikle “güvenli bir sığınak” olarak kabul edilen altının fiyatı da korona virus salgını ile arttı. Spot fiyatı şubat ayında ons başına son yedi yılın en yüksek seviyesi olan 1,682,35 dolar oldu.
Salgının artarak devam etmesi halinde altın fiyatının rekora koşabileceği ve bunun da son derece olumsuz etkileri olacağı ifade edilmektedir. Sonuçta altına yatırım yapılacak para için diğer kaynaklardan ve diğer yatırım enstrümanlarından finansman çıkışı olması muhtemeldir.
Bonus: Hiç mi iyi bir şey Yok?
Var elbette. İnsanların hijyene olan konsantrasyonu artınca, hijyen ürünlerinin tüketimi de arttı. Örneğin, tüketim malları devi Reckitt Benckiser, Dettol ve Lysol ürünleri için satışlarda artış kaydedildi. Faydası olup olmadığı tartışma konusu olsa “cerrahi maske” satışlarında patlama yaşandı. Süpermarketlerde toplu alışveriş yapılması, perakende sektörünü canlandırırken, alışverişlerde kullanılan kredi kartı oranı da artınca bankaların da yüzü kısmen de olsa güldü. İnsanların gerekmedikçe evden çıkmama eğilim, ev eğlencesi sektörüne canlılık getirdi. Mesela Sky Tv gibi ücretli yayın platformlarında satış artışı yaşanmaktadır. Online alış veriş siteleri, take away servis yapan firmalar da cirolarında artış hissetmişlerdir.