Bugüne kadar pandeminin hep global ve ulusal ekonomiler üzerine etkileri yazıldı ve tartışıldı. Bugün ise perakende sektörüne etkilerini inceleyeceğiz. Genelde yapmam ama bu yazımda bilimsel tespitlere, kendi gözlemlerimi de ekliyor olacağım.

2000’li yılların başlarından itibaren dijitalleşmeye evrilen perakende sektörü, pandemik ile bu evrime büyük hız vermiştir. Amazon ve ebay gibi dijital marketler perakende ticaret hacimlerinde büyük pay edindiler. Son bir yılda dünya genelinde 2 milyar kişiye toplam 4.13 Trilyon dolarlık dijital satış yapılmıştır. Bununda 50%’de den fazlası bu alışverişi akıllı telefonu ile yapmaktadır. Dünyada her 4 firmadan 1’i facebook kanalıyla mal satıyor. Y ve Z kuşağı ise sosyal medya satış kanallarına daha eğilimli ve tercih ediyor. Aynı sektör ve ülke çıkışlı firmalardan sosyal medya kanallarını kullananlar, kullanmayanlara nazaran yaklaşık 30% daha fazla ciro yapıyor. Ayrıca bir araştırma ise ilginç bir sonuca ulaştı. Dijital alışveriş yapan müşterilerden 60%’si bir sitede beğendiği ve bütçesine uygun bir ürün için başka bir siteden araştırma yapmadığı tespit edilmiştir.

Sektörün bu şekilde dijitalleşmesinin etkileri üzerine aylarca kapanma, sosyal mesafe nedeniyle kısıtlı müşteri girişi, maske zorunluluğu, mağazaya giriş çıkış kontrolü gibi pandemi etkileri de eklenince klasik mağazacılık sektörü oldukça zorlandı ve Debenhams, Peacocks, TJ Hughes gibi yüzyıllık, milyarlarca poundluk dev firmalar bu değişime yenik düştüler. Primark, Boots gibi bu rekabette görece güçlü firmalar ise çok ciddi maliyet hesapları yapmaya, karlılıktan önemli kayıplar vermeye başladılar. Daha küçük ölçekli mağazalarda da durum pek farklı değil aslında.

Firmalar mağazacılığın en önemli maliyet kalemi olarak kira ve personel maaşları üzerinde ciddi çalışmalar yapıyorlar. Bilhassa AVM kiracısı olanlar, yönetim ile pazarlıklar yapıyor ve uygun görmedikleri tüm AVM’lerden de “prestij” gözetmeksizin çıkıyorlar. Bir diğer yandan da bilhassa satış personeli konusunda oldukça büyük oranlı bir azalma söz konusu. Zincir bir mağazanın IK yetkilisi ile görüştüğümde şöyle bir açıklama yaptı: “evet, devlet maaş yardımı yapıyor ama konu sadece para da değil. Eskiden aynı anda 30 – 40 müşteri giren mağazalarımıza şu anda aynı anda en fazla 5 – 10 müşteri alabiliyoruz. Zaten müşterilerimiz içeri girince ilk 5dk sadece bakmak isterler. O aşamada satış temsilcisi ihtiyacı hissetmezler. Dolayısıyla eskiden 10 satış elemanı ile vardiya yapan mağazalarımız şu anda 2 – 3 eleman ile devam edebiliyor. Ayrıca eskiden 4 hatta 5 kasa açtığımız mağazada sadece 1 kasa açıyoruz ve yeterli oluyor”

Dün yolum düştü ve birazda vaktim olunca, birkaç mağaza gezdim. Satış elemanı yok denecek kadar az. Primark gibi bir yerde bir şey sormak için tam 11dk birisini aramak ve beklemek zorunda kaldım. Bu çağımız müşterisinin sabrı için pek tahammül edilemez bir süre aslında. 8 – 9 kişilik bir sıra olmasına rağmen hazır kurulu 5 kasadan sadece 1’si çalışıyordu. Boots’da ise kozmetik markalarının reyon görevlileri hariç, bir eleman bulmak imkânsız olmuş. Kasada kuyruk var ama en fazla 2 kasa açık. Wilko bu konuda biraz daha müşteri odaklı ama onlarda self-kasa kullanmazsan, sadece 1 kasayı açık tutuyorlar. Kıssadan hisse perakende zincirinde maliyet hesabı “müşteri memnuniyetini düşürüyor” ve bu düşüş müşterinin daha çok dijitale yönelmesini sağlıyor. Aynı ürünü aynı firmanın internet mağazasında daha ucuza, daha kısa sürede ve zahmetsiz alabiliyor olmanın yanı sıra mağazadaki müşteri memnuniyetinin de düşmesi mağazacılık sektörünün orta vadede tarih olması anlamına gelecektir.

Görüldüğü gibi toplum “gidip alma” kültüründen “seçip alma” sürecine pandemi ile beraber oldukça uyum sağladı bile. İngiltere dünyada Çin ve ABD’den sonra en fazla dijital ticaret yapılan 3’üncü ülke. Nüfus oranlaması yapıldığında ise aslında açık ara lider bile diyebiliriz bile.

Pandemi, toplumun yaşam şeklinde de çok ciddi değişikliklere, kırılmalara yol açtı. Bireysel ve çekirdek aile yaşamı güçlendi ve sosyalleşme minimuma indi. Ucuz olmasının yanı sıra, kolay ve hızlı olması ile tercih edilen dijital ticaret, pandemi nedeniyle sağlıklı da görününce çok daha tercih edilir bir hale geldi.

Son olarak devletlerinde dijital ticarete olumlu baktığını söylemek lazım. Çünkü dijital ticaretin yaklaşık 80%’si kart ile ödeniyor ve bu şekilde kayıt dışı ticaret azalıyor ve vergi geliri artıyor. Ancak bir notu da atlamadan geçmeyelim. E Ticarete karşı siber saldırılar dünya genelinde 420% arttı ve son bir yılda İngiltere’deki şirketlerin 82%’si en az bir kere siber saldırıya uğradı. İngiltere bu alanda dünyada 7.sırada.

Küçük esnaf ve zanaatkar ile yiyecek ve eğlence sektörüne etkilerini ise bir sonraki yazımızda inceleyeceğiz.

Published On: Aralık 14th, 2020 / Categories: Uncategorized /

Subscribe To Receive The Latest News

Curabitur ac leo nunc. Vestibulum et mauris vel ante finibus maximus.

Add notice about your Privacy Policy here.